Dünyanın En Gizemli Yer Altı Şehirleri (2024)

Dünyanın en gizemli yer altı şehirleri, tarih boyunca insanları büyüleyen ve merak uyandıran yapılar arasında yer alır. Bu yer altı şehirleri, hem tarihi hem de mimari açıdan inanılmaz hikayeler barındırır. Kimileri savunma amacıyla inşa edilmiş, kimileri ise dini veya ticari amaçlarla kullanılmıştır. Yer altındaki bu esrarengiz yerleşimler, hem arkeologların hem de macera severlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Derinkuyu'dan Petra'ya, Naours'tan Edinburgh'a kadar uzanan bu şehirler, geçmişin gölgelerinde saklanan sırlarla dolu. Her biri, tarihin farklı bir dönemine ışık tutarak, günümüz insanına geçmişin derinliklerinden fısıldıyor. Bu yazıda, dünyanın dört bir yanında bulunan ve gizemini hala koruyan en ilginç yer altı şehirlerini keşfedeceğiz. Hazırsanız, yer altındaki bu büyüleyici dünyaya doğru bir yolculuğa çıkalım.

YER ALTI ŞEHRİ NEDİR?

Yeraltı şehirleri, genellikle savaş veya doğal afetlerden korunmak için kayalara veya toprağa oyulmuş geniş yeraltı kompleksleridir. Bu şehirler, genellikle çok katlıdır ve barınma, depolama, ibadet ve savunma gibi çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Yeraltı şehirlerinin bazı önemli özellikleri şunlardır:

Gizlilik: Yeraltı şehirleri, düşmanlardan ve gözetlemelerden gizlenmek için ideal bir yerdir.
Güvenlik: Yeraltı şehirleri, genellikle sağlam kayalara oyulmuştur ve saldırılara karşı dirençlidir.
Sıcaklık kontrolü: Yeraltı şehirleri, genellikle sabit bir sıcaklığa sahiptir, bu da aşırı sıcaklık koşullarında yaşamayı kolaylaştırır.
Su kaynağı: Yeraltı şehirleri, genellikle kendi su kaynaklarına sahiptir, bu da uzun süreli kuşatmalarda hayatta kalmayı sağlar.

En İlginç Yer Altı Evleri

İşte en gizemli yer altı şehirleri;

1. Derinkuyu, Nevşehir

Kapadokya'nın kalbinde, Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde yer alan Derinkuyu Yeraltı Şehri, dünyanın en büyük ve en etkileyici yer altı yerleşimlerinden biridir. Volkanik tüf kayalara oyulmuş bu devasa labirent, yüzyıllar boyunca bölge halkının sığınağı olmuş, sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Derinliklerinde Saklı Bir Tarih: Derinkuyu Yeraltı Şehri'nin tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. İlk olarak M.Ö. 1200'lü yıllarda kullanılan şehir, Roma döneminde Hristiyanların zulümden kaçmak için sığındığı bir yer haline gelmiştir. Daha sonra Bizans döneminde genişletilen ve geliştirilen Derinkuyu, 8 katlı bir yapıya ulaşmış ve 20.000 kişiyi barındırabilecek kapasiteye sahip olmuştur.
Yeraltında Bir Yaşam: Derinkuyu Yeraltı Şehri, sadece bir sığınak değil, aynı zamanda kendi kendine yeten bir yaşam alanıydı. Şehirde, evler, kiliseler, okullar, ahırlar, depolar, şarap mahzenleri ve hatta bir mezarlık bulunmaktadır. Ayrıca, şehrin havalandırılması ve su ihtiyacının karşılanması için özel olarak tasarlanmış kuyular ve havalandırma bacaları da mevcuttur.
Gizemli Tüneller ve Odalar: Derinkuyu'nun en etkileyici özelliklerinden biri, dar ve labirent gibi tünellerle birbirine bağlanan sayısız odasıdır. Bu odaların bazıları, sadece belirli bir boyuttaki insanların geçebileceği kadar dar ve alçaktır. Bu da, şehrin savunma amaçlı olarak tasarlandığını göstermektedir.
Derinkuyu'yu Ziyaret Etmek: Derinkuyu Yeraltı Şehri, günümüzde popüler bir turistik cazibe merkezidir. Ziyaretçiler, rehberli turlarla şehrin farklı katlarını ve odalarını keşfedebilir, yeraltında bir yaşamın nasıl olduğunu deneyimleyebilirler.
Derinkuyu'nun Gizemi: Derinkuyu Yeraltı Şehri, hala birçok sırrı barındırmaktadır. Şehrin tam olarak ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği, kaç kişinin yaşadığı ve nasıl yönetildiği gibi sorular hala tam olarak cevaplanamamıştır. Bu da Derinkuyu'yu daha da gizemli ve çekici kılmaktadır.

2. Naours, Somme

Fransa'nın kuzeyinde, Somme bölgesinde yer alan Naours, yüzyıllar boyunca yerin altında saklı kalmış büyüleyici bir yer altı şehridir. Tarihi Roma dönemine kadar uzanan bu devasa labirent, savaşlar ve istilalar sırasında bölge halkı için bir sığınak olmuş, zaman içinde unutulmuş ve sonunda yeniden keşfedilerek günümüzde popüler bir turistik cazibe merkezi haline gelmiştir.

Tarihin Derinliklerinde Kaybolan Bir Şehir: Naours'un yer altı şehri, ilk olarak Romalılar tarafından taş ocağı olarak kullanılmıştır. Daha sonra, Orta Çağ'da yaşanan savaşlar ve istilalar nedeniyle bölge halkı, burayı güvenli bir sığınak olarak kullanmaya başlamıştır. Zamanla, yer altı şehri genişletilmiş ve geliştirilerek 3.000 kişiyi barındırabilecek bir yerleşim haline gelmiştir.
Yeraltında Bir Yaşam: Naours'un yer altı şehri, sadece bir sığınak değil, aynı zamanda kendi kendine yeten bir yaşam alanıydı. Şehirde, evler, dükkanlar, fırınlar, ahırlar, şapeller ve hatta bir hastane bulunmaktaydı. Ayrıca, şehrin havalandırılması ve su ihtiyacının karşılanması için özel olarak tasarlanmış kuyular ve havalandırma bacaları da mevcuttu.
Gizemli Tüneller ve Odalar: Naours'un yer altı şehri, 2 kilometre uzunluğunda tüneller ve 300'den fazla odadan oluşmaktadır. Bu odaların bazıları, sadece belirli bir boyuttaki insanların geçebileceği kadar dar ve alçaktır. Bu da, şehrin savunma amaçlı olarak tasarlandığını göstermektedir. Duvarlarda yer alan oymalar ve yazıtlar ise, şehrin tarihine ve burada yaşayan insanların yaşamına dair ipuçları sunmaktadır.
Naours'u Ziyaret Etmek: Naours'un yer altı şehri, günümüzde popüler bir turistik cazibe merkezidir. Ziyaretçiler, rehberli turlarla şehrin farklı bölümlerini keşfedebilir, yeraltında bir yaşamın nasıl olduğunu deneyimleyebilirler.
Naours'un Gizemi: Naours'un yer altı şehri, hala birçok sırrı barındırmaktadır. Şehrin tam olarak ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği, kaç kişinin yaşadığı ve nasıl yönetildiği gibi sorular hala tam olarak cevaplanamamıştır.

3. Wieliczka Tuz Madeni, Wieliczka

Polonya'nın güneyinde, Wieliczka kasabasında yer alan Wieliczka Tuz Madeni, dünyanın en eski ve en büyüleyici yer altı yapılarından biridir. Yüzyıllar boyunca tuz üretimi için kullanılan bu maden, günümüzde göz kamaştırıcı heykeller, şapeller ve hatta bir göl ile dolu benzersiz bir yer altı dünyasına ev sahipliği yapmaktadır.

Tuzdan Oyulmuş Bir Sanat Eseri: Wieliczka Tuz Madeni, 13. yüzyıldan beri tuz üretimi için kullanılmaktadır. Madenciler, yüzyıllar boyunca tuzu çıkarmak için çalışırken, aynı zamanda inanılmaz bir sanat eseri de yaratmışlardır. Madenin içinde, tuzdan oyulmuş heykeller, kabartmalar, avizeler ve hatta bir katedral bulunmaktadır. Bu eşsiz sanat eserleri, madeni ziyaret edenleri büyülemekte ve hayran bırakmaktadır.
Yer Altındaki Şapellerin İnancı: Wieliczka Tuz Madeni'nde, farklı dönemlerde inşa edilmiş birkaç şapel bulunmaktadır. Bu şapeller, madencilerin inançlarını ve dua etme ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmıştır. En etkileyici olanı ise, tamamen tuzdan oyulmuş olan Aziz Kinga Şapeli'dir. Bu şapel, muhteşem tuz kristalleri ve heykelleriyle adeta bir yer altı katedrali gibidir.
Tuz Gölü'nün Gizemi: Madenin derinliklerinde, yerin 135 metre altında, tuzlu suyla dolu bir göl bulunmaktadır. Bu göl, madencilerin tuz çıkarmak için kullandıkları kuyuların bir sonucu olarak oluşmuştur. Gölün tuzlu suyu, madenin içindeki nem oranını dengelemekte ve aynı zamanda ziyaretçilere eşsiz bir görsel şölen sunmaktadır.
Wieliczka'yı Ziyaret Etmek: Wieliczka Tuz Madeni, günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır ve popüler bir turistik cazibe merkezidir. Ziyaretçiler, rehberli turlarla madenin farklı bölümlerini keşfedebilir, tuzdan oyulmuş sanat eserlerini hayranlıkla izleyebilir ve yeraltındaki gölün gizemli atmosferini deneyimleyebilirler.

4. Kaymaklı, Nevşehir

Kapadokya'nın büyüleyici coğrafyasında, Nevşehir'in Kaymaklı ilçesinde yer alan Kaymaklı Yeraltı Şehri, tarih ve gizemle örülü bir yeraltı dünyası sunuyor. Volkanik tüf kayalara oyulmuş bu devasa yerleşim, yüzyıllar boyunca bölge halkının sığınağı olmuş, sayısız medeniyete tanıklık etmiştir.

Kayıp Medeniyetlerin İzinde: Kaymaklı Yeraltı Şehri'nin tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. İlk olarak M.Ö. 1800'lü yıllarda kullanılmaya başlanan şehir, Roma ve Bizans dönemlerinde genişletilerek 8 kata yayılan bir yerleşim haline gelmiştir. Bugün bile keşfedilmemiş bölümleri olduğu düşünülen bu yeraltı şehri, geçmişin sırlarını derinliklerinde saklamaktadır.
Yaşamın Kaynağı: Su ve Havalandırma Sistemi: Kaymaklı Yeraltı Şehri'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, gelişmiş su ve havalandırma sistemidir. Şehrin derinliklerine kadar ulaşan kuyular ve tüneller, temiz hava ve su sağlamak için özenle tasarlanmıştır. Bu sayede, binlerce insanın yer altında uzun süre yaşaması mümkün olmuştur.
Labirent Gibi Tüneller ve Gizli Geçitler: Kaymaklı Yeraltı Şehri, adeta bir labirenti andıran dar ve dolambaçlı tünellerle birbirine bağlanan odalardan oluşur. Bu tüneller, düşman saldırılarına karşı savunma amaçlı olarak tasarlanmıştır. Ayrıca, şehirde gizli geçitler ve tuzaklar da bulunmaktadır.
Kaymaklı'yı Keşfetmek: Kaymaklı Yeraltı Şehri, günümüzde popüler bir turistik cazibe merkezidir. Ziyaretçiler, rehberli turlarla şehrin farklı katlarını ve odalarını keşfedebilir, yeraltında bir yaşamın nasıl olduğunu deneyimleyebilirler.

5. Edinburgh Vaults, Edinburgh

İskoçya'nın başkenti Edinburgh'un tarihi sokaklarının altında, gizemli ve ürkütücü bir dünya yatıyor: Edinburgh Vaults. 18. yüzyılda South Bridge'in kemerleri altında inşa edilen bu yer altı odaları, zaman içinde unutulmuş ve karanlığa gömülmüştür. Ancak bugün, bu gizemli mekanlar, tarih meraklıları ve maceraperestler için popüler bir turistik cazibe merkezi haline gelmiştir.

Karanlık Geçmişin İzleri: Edinburgh Vaults'un tarihi, şehrin karanlık ve çalkantılı dönemlerine tanıklık etmiştir. İlk olarak, 1788 yılında tamamlanan South Bridge'in inşası sırasında depolama alanı olarak kullanılan bu odalar, daha sonra yoksulluk, suç ve hastalıkla mücadele eden insanların barınağı haline gelmiştir. 19. yüzyılda ise, kaçak içki üretimi, yasadışı kumarhaneler ve hatta cinayetler gibi karanlık olaylara sahne olmuştur.
Efsanelerle Örülü Bir Mekân: Edinburgh Vaults, sadece karanlık geçmişiyle değil, aynı zamanda efsanelerle örülü atmosferiyle de dikkat çeker. Hayalet hikayeleri, gizli geçitler ve kayıp hazineler hakkındaki söylentiler, bu yer altı odalarının gizemini daha da artırmaktadır. Bazı ziyaretçiler, turlara katılırken garip sesler duyduklarını, gölgeler gördüklerini ve hatta dokunulduğunu iddia etmektedir.
Edinburgh Vaults'u Keşfetmek: Günümüzde, Edinburgh Vaults'u keşfetmek isteyenler için farklı tur seçenekleri bulunmaktadır. Rehberli turlar, ziyaretçilere bu yer altı dünyasının tarihini, efsanelerini ve karanlık sırlarını anlatırken, aynı zamanda odaların ve tünellerin labirent gibi yapısını keşfetme fırsatı sunar.
Unutulmaz Bir Deneyim: Edinburgh Vaults, sadece tarih ve gizem meraklıları için değil, aynı zamanda sıra dışı deneyimler arayan herkes için unutulmaz bir yerdir. Karanlık ve nemli tünellerde yürürken, geçmişin izlerini takip etmek ve hayal gücünüzü zorlamak için eşsiz bir fırsat bulacaksınız.

6. Coober Pedy

Avustralya'nın kavurucu çölünün ortasında, adeta bir serap gibi yükselen Coober Pedy, dünyanın en sıra dışı yer altı şehirlerinden biridir. Opal madenciliğiyle ünlenen bu küçük kasaba, yerin altına oyulmuş evleri, kiliseleri, otelleri ve hatta bir yüzme havuzuyla, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor.

Opal Madenciliğinin Kalbi: Coober Pedy, dünyanın en büyük ve en kaliteli opal rezervlerine ev sahipliği yapmaktadır. 1915 yılında keşfedilen bu değerli taşlar, kasabanın kaderini değiştirmiş ve onu dünyanın opal başkenti haline getirmiştir. Bugün, Coober Pedy'nin ekonomisi hala opal madenciliğine dayanmaktadır ve kasabanın her yerinde maden kuyuları ve opal atölyeleri görmek mümkündür.
Yerin Altında Bir Yaşam: Coober Pedy'nin en ilginç özelliği, yerin altında yaşayan insanlarıdır. Çölün aşırı sıcaklarından korunmak için yerli halk, evlerini, iş yerlerini ve hatta kiliselerini yerin altına oymuştur. Bu yer altı evleri, "dugout" olarak adlandırılır ve yazın serin, kışın ise sıcak kalmalarıyla bilinir.
Yeraltı Şehrinin Gizemleri: Coober Pedy'nin yer altı dünyası, keşfedilmeyi bekleyen birçok gizemi barındırır. Labirent gibi tüneller, gizli odalar ve yer altına gömülü hazineler, maceraperestlerin hayal gücünü harekete geçirir.
Coober Pedy'yi Ziyaret Etmek: Coober Pedy, her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır. Ziyaretçiler, yer altı evlerini, kiliselerini ve opal madenlerini gezebilir, çölde safari yapabilir, yıldızların altında kamp kurabilir ve hatta bir yer altı otelinde konaklayabilirler.

Bir Yeraltı Şehri: Coober Pedy

7. Ağırnas, Kayseri

Kapadokya'nın büyülü atmosferine gizlenmiş bir hazine olan Ağırnas Yeraltı Şehri, Kayseri'nin mistik topraklarında keşfedilmeyi bekleyen bir yeraltı dünyası sunuyor. Hristiyanlığın ilk dönemlerinde sığınma ve ibadet yeri olarak kullanılan bu antik yerleşim, günümüzde ziyaretçilerini tarih ve gizem dolu bir yolculuğa çıkarıyor.

İnancın Korunduğu Yeraltı Sığınağı: Ağırnas Yeraltı Şehri, Roma İmparatorluğu döneminde Hristiyanların zulümden kaçmak için sığındığı bir yer olarak kullanılmıştır. Şehirde, kiliseler, şapeller, yaşam alanları ve hatta bir şarap imalathanesi bulunmaktadır. Bu yapılar, dönemin inanç ve yaşam biçimini yansıtan önemli ipuçları sunmaktadır.
Labirent Gibi Tünellerde Kaybolmak: Ağırnas Yeraltı Şehri'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, labirent gibi birbirine bağlanan dar ve dolambaçlı tünelleridir. Bu tüneller, düşman saldırılarına karşı savunma amaçlı olarak tasarlanmıştır. Aynı zamanda, tünellerdeki gizli geçitler ve tuzaklar, şehrin gizemini daha da artırmaktadır.
Ağırnas'ı Keşfetmek: Ağırnas Yeraltı Şehri, henüz tam olarak keşfedilmemiş bir yerdir. Arkeolojik kazılar devam etmekte ve her geçen gün yeni bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, Ağırnas'ı ziyaret etmek, geçmişin sırlarını keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.

8. Çeşka, Yozgat

Yozgat'ın Sorgun ilçesinde bulunan Çeşka Yeraltı Şehri, Anadolu'nun kadim topraklarında gizlenen bir Hitit mirasıdır. Hitit İmparatorluğu'nun en önemli yer altı şehirlerinden biri olan Çeşka, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine, gizemli bir yolculuğa çıkarır.

Hititlerin Mühendislik Harikası: Çeşka Yeraltı Şehri, Hititlerin üstün mühendislik becerilerini gözler önüne seren bir yapıdır. Volkanik kayalara oyulmuş bu devasa yerleşim, karmaşık bir tünel ağı ve odalardan oluşur. Şehrin içinde, yaşam alanları, depolar, tapınaklar ve hatta bir mahkeme salonu bulunmaktadır. Bu yapılar, Hititlerin yaşam tarzı, inançları ve sosyal düzeni hakkında önemli ipuçları sunar.
Gizemli Tünellerde Yolculuk: Çeşka Yeraltı Şehri'nin labirent gibi tünellerinde kaybolmak, adeta zamanda yolculuk yapmak gibidir. Dar ve karanlık geçitler, sizi Hititlerin gizemli dünyasına götürür. Tünellerin duvarlarında yer alan kabartmalar ve semboller, Hititlerin mitolojisi ve inançları hakkında ipuçları verir.
Çeşka'yı Keşfetmek: Çeşka Yeraltı Şehri, hala tam olarak keşfedilmemiş bir alandır. Arkeolojik kazılar devam etmekte ve her geçen gün yeni bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, Çeşka'yı ziyaret etmek, tarih ve arkeoloji meraklıları için eşsiz bir deneyim sunar.

9. Aydıntepe, Bayburt

Bayburt'un Aydıntepe ilçesinde yer alan Aydıntepe Yeraltı Şehri, Anadolu'nun derinliklerinde saklı kalmış bir hazine niteliğindedir. Tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Urartu veya Roma dönemlerine kadar uzandığı tahmin edilen bu yeraltı şehri, ziyaretçilerini gizemli bir yolculuğa çıkarıyor.

Kayalara Oyulmuş Bir Labirent: Aydıntepe Yeraltı Şehri, volkanik tüf kayalara oyulmuş karmaşık bir labirentten oluşuyor. Dar ve dolambaçlı tüneller, odalar, sarnıçlar ve hava bacalarıyla dikkat çeken bu yerleşim, yüzyıllar boyunca bölge halkının sığınağı olmuştur.
Gizemli Geçmişin İzleri: Aydıntepe Yeraltı Şehri'nin duvarlarında yer alan oymalar, semboller ve yazıtlar, geçmişe dair önemli ipuçları sunuyor. Bu izler, şehrin ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği, nasıl kullanıldığı ve hangi amaçlara hizmet ettiği gibi sorulara ışık tutuyor.
Aydıntepe'yi Keşfetmek: Aydıntepe Yeraltı Şehri, henüz tam olarak keşfedilmemiş bir alan olmasına rağmen, ziyaretçilere açık olan bölümleriyle ilgi çekiyor. Rehberli turlarla şehrin farklı katlarını ve odalarını gezebilir, yeraltında bir yaşamın nasıl olduğunu deneyimleyebilirsiniz.

10. Dulkadirli, Kırşehir

Kırşehir'in merkezine yaklaşık 58 kilometre uzaklıkta, Kılıçözü köyünde bulunan Dulkadirli Yeraltı Şehri, Anadolu'nun derinliklerinde saklı kalmış bir tarih hazinesi. Henüz tam olarak keşfedilmemiş olan bu yeraltı şehri, ziyaretçilerine gizemli bir yolculuk vaat ediyor.

Kaya Tabakalarının Arasında Kaybolmak: 25-30 metre yüksekliğindeki kaya tabakalarının içine oyulmuş olan Dulkadirli Yeraltı Şehri, açık avlu şeklinde tasarlanmıştır. Labirent benzeri koridorlar, odalar ve geçitler, ziyaretçileri adeta zamanda yolculuğa çıkarır. Şehrin mimarisi, Selçuklu dönemindeki kervansarayları andırarak o dönemin mühendislik becerisini gözler önüne serer.
Hristiyanların Sığınağı: Dulkadirli Yeraltı Şehri'nin M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda, bölgede yaşayan Hristiyanlar tarafından inşa edildiği tahmin edilmektedir. Şehir, dönemin zorlu koşullarında Hristiyanlara sığınma ve ibadet imkanı sağlamıştır.
Gizemini Koruyan Bir Miras: Dulkadirli Yeraltı Şehri, hala tam olarak keşfedilmemiş ve gizemini korumaya devam etmektedir. Şehrin tam olarak ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği, kaç kişinin yaşadığı ve nasıl yönetildiği gibi sorular hala cevaplanmayı beklemektedir. Bu da Dulkadirli'yi daha da çekici ve merak uyandırıcı kılmaktadır.
Ziyaretçilerini Bekleyen Bir Tarih: Son yıllarda yapılan temizlik ve bakım çalışmaları sayesinde Dulkadirli Yeraltı Şehri, ziyaretçilere açılmıştır. Bu sayede, ziyaretçiler tarihi dokuyu yakından inceleme ve bu antik yapının gizemini çözme fırsatı bulabilmektedir.

Asla Giremeyeceğiniz Yasaklı Yerler